AKADEMİDE YAPAY ZEKANIN ETİK BOYUTLARI
VERİ GİZLİĞİĞİ VE YAPAY ZEKA: ARAŞTIRMA BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMA
Akademik kurumların hassas verilerin korunması için kapsamlı güvenlik protokolleri ve etik standartlar geliştirmesi, veri yönetişimi çerçeveleri oluşturması ve araştırmacıların bu standartlara uyması kritik önem taşımaktadır. Bu sayede yapay zeka teknolojileri, araştırmaların kalitesini ve verimliliğini artırırken, veri gizliliği ve akademik bütünlük de korunabilecektir.
Yapay zeka teknolojilerinin akademik araştırmalarda yaygınlaşmasıyla birlikte, veri gizliliği ve araştırma bütünlüğü konuları kritik önem kazanmıştır; akademik kurumlar hassas verilerin korunması için kapsamlı güvenlik protokolleri ve etik standartlar geliştirmeli, veri yönetişimi çerçeveleri oluşturmalı ve araştırmacılar yapay zeka araçlarını kullanırken bu standartlara uymalıdır, böylece yapay zeka teknolojileri araştırmaların kalitesini ve verimliliğini artırırken veri gizliliği ve akademik bütünlük korunabilir.
Akademik araştırmalarda veri gizliliği ve araştırma bütünlüğü, yapay zeka teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte daha da önemli hale gelmiştir. Araştırmacılar ve akademik kurumlar, hassas araştırma verilerinin korunması ve etik kullanımı konusunda yeni zorluklarla karşı karşıyadır (Madina, 2024). Özellikle kişisel verilerin ve gizli araştırma bilgilerinin yapay zeka sistemleri tarafından işlenmesi sürecinde, veri güvenliği ve mahremiyet riskleri ortaya çıkmaktadır.
Akademik kurumlar, yapay zeka sistemlerini kullanırken veri yönetişimi çerçeveleri, erişim kontrolleri ve siber güvenlik önlemleri gibi koruyucu mekanizmalar oluşturmalıdır (Conde et al., 2024). Yayımlanmamış makaleler, yazar bilgileri, hakem raporları ve diğer hassas verilerin korunması için kapsamlı veri güvenliği protokolleri geliştirilmelidir. Ayrıca, araştırma verilerinin yapay zeka sistemlerine aktarılması ve işlenmesi süreçlerinde şeffaflık sağlanmalıdır.
Araştırma bütünlüğünü korumak için, yapay zeka sistemlerinin kullanımında etik standartların belirlenmesi ve uygulanması gerekmektedir (Stapleton, 2024). Bu standartlar, veri toplama, işleme ve saklama süreçlerinin yanı sıra, araştırma sonuçlarının doğruluğunu ve güvenilirliğini de kapsamalıdır. Stapleton’a (2024) göre, yapay zeka bir araç olarak görülmeli ve kritik düşünme ile uzmanlığın yerini almamalıdır. Akademisyenler ve araştırmacılar, yapay zeka araçlarını kullanırken veri gizliliği politikalarına uymalı ve etik kurallara riayet etmelidir.
Doğru kullanıldığında, yapay zeka araçları akademik araştırmaların kalitesini ve verimliliğini artırabilir. Ancak bu araçların kullanımı, veri gizliliği ve araştırma bütünlüğü ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalınarak gerçekleştirilmelidir. Akademik kurumlar, araştırmacılarına yapay zeka kullanımı konusunda açık yönergeler sunmalı ve etik standartların uygulanmasını düzenli olarak denetlemelidir.
YAPAY ZEKA TARAFINDAN ÜRETİLEN İÇERİKLERİN TESPİTİ
Özgünlük her zaman akademik başarının temel taşı olmuştur. Ancak günümüzde bu durum biraz değişiklik göstermeye başlamış durumda. Yapay zeka destekli içerikler günümüzde yaygınlaşmaya devam etmektedir. Hal böyle olunca yapay zekadan faydalanılarak oluşturulan içerikler de artmaktadır.
Akademik yazımda yapay zeka kullanımının yaygınlaşması, içerik tespiti konusunda hem zorluklar hem de fırsatlar yaratmakta olup, kurumlar bu teknolojiye karşı uyum sağlama veya direnç gösterme yaklaşımları sergilemekte, GPTZero ve Copyleaks gibi tespit araçları %99’un üzerinde doğruluk oranlarına ulaşabilmekte, ancak uzmanlar yalnızca teknolojik çözümlere güvenmek yerine insan değerlendirmesi ile desteklenen hibrit bir yaklaşımın benimsenmesini ve yapay zeka kullanımında şeffaflığın sağlanmasını önermektedir.
Yapay zeka teknolojilerinin akademik yazımda kullanımının yaygınlaşması, üretilen içeriklerin tespiti konusunda yeni zorluklar ortaya çıkarmaktadır. Mucharraz y Cano ve diğerleri (2023), akademik kurumların bu teknolojiye karşı iki temel yaklaşım sergileyebileceğini belirtmektedir: uyum sağlama veya direnç gösterme. Özellikle öğrenci çalışmalarında yapay zeka kullanımının tespiti, akademik dürüstlüğün korunması açısından kritik öneme sahiptir.
İçerik tespitinde kullanılan yapay zeka algılama araçlarının güvenilirliği ise tartışma konusudur (Moxielearn, 2024). Bu araçların yanlış pozitif sonuçlar üretme riski, masum öğrencilerin akademik usulsüzlükle suçlanmasına yol açabilir. Bu nedenle, içerik tespitinde tek başına teknolojik çözümlere güvenmek yerine, bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi önerilmektedir.
Diğer yandan Cell Press’te yayınlanan habere göre akademik kurumlarda yapay zeka kullanımının tespiti %99’un üzerinde bir doğruluk oranıyla mümkün olabilmektedir (Cell Press, 2023). Bu tespitler, özellikle insan yazımı ile yapay zeka yazımı arasındaki belirgin farklılıklara dayanmaktadır. Carbonaro’ya (2024) göre, yapay zeka içerik tespiti için GPTZero, Copyleaks ve SynthID gibi çeşitli araçlar geliştirilmiştir. Bu araçlar, özellikle eğitimcilerin öğrenci çalışmalarında yapay zeka kullanımını tespit etmelerine yardımcı olmaktadır. Copyleaks gibi sistemler, yapay zeka tarafından üretilen metinleri %99.1 doğrulukla tespit edebilmektedir.
Akıllı (2024), yapay zeka modellerinin sunulan/işlenen veri kapasitesinde/kalitesinde sonuçlar verebileceğini ve bu sistemlerin veriye olan bağımlılığının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamaktadır. İçerik tespitinde önemli olan nokta, yapay zeka tarafından üretilen metinlerin tutarlılık ve tahmin edilebilirlik gibi belirli özellikler göstermesidir.
Nair (2024), bu iki görüşü bir potada eriterek, tespitlerde yapay zeka ve insan değerlendirmesinin birlikte kullanılmasının önemine dikkat çekmektedir. İçerik değerlendirmede insan faktörünün kritik düşünme ve etik değerlendirme kapasitesi, teknolojik araçlarla desteklenmelidir. Ona göre bu hibrit yaklaşım, akademik bütünlüğün korunmasında daha etkili sonuçlar verebilir.
Ayrıca, araştırmacıların yapay zeka kullanımını açıkça belirtmeleri ve şeffaf olmaları önemlidir. Akkureddy (2024), yapay zeka kullanımının dergi yönergelerine uygun şekilde açıklanması gerektiğini ve akademik bütünlüğün korunması için bu şeffaflığın kritik olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, yapay zeka kullanımının uygun şekilde atıflandırılması ve kullanım sınırlarının belirtilmesi gerekmektedir (Moxielearn, 2023).
AKADEMİDE YAPAY ZEKA KULLANIMINA İLİŞKİN DÜZENLEMELER VE YÖNERGELER
Yapay zekanın varlığından kaçınmak ve bunu inkar etmek günümüzde oldukça zordur. Bu yüzden bilimsel çalışmaların belirli kurallar ve etik yönergeler çerçevesinde ilerlemesi bilime duyulan güveni sarsmamak adına öenmlidir. Peki yapay zeka akademiye girdiğinde işler nasıl yürüyecek? Etik çerçevenin sınırlarını nasıl belirlemek gerekecek?
Akademik kurumlarda yapay zeka teknolojilerinin etik kullanımı için, şeffaflık, hesap verebilirlik ve akademik dürüstlük ilkelerine dayanan kapsamlı yönergelerin geliştirilmesi gerekmektedir; bu süreçte tüm paydaşların katılımı önemli olup, YÖK’ün yayınladığı etik rehber gibi çerçeve dokümanlar, yapay zekanın akademik çalışmalarda sorumlu kullanımı için temel oluşturmaktadır.
Akademik kurumlar, yapay zeka teknolojilerinin etik kullanımı için kapsamlı yönergeler ve düzenlemeler geliştirmelidir. Bu yönergeler, şeffaflık, hesap verebilirlik ve akademik dürüstlük ilkelerini temel almalıdır (Mucharraz y Cano et al., 2023). Özellikle öğrenciler ve araştırmacılar için yapay zeka kullanımının sınırları ve uygun atıf pratikleri net bir şekilde belirlenmelidir.
Yönergelerin geliştirilmesi sürecinde tüm paydaşların (akademisyenler, etik uzmanları, yapay zeka araştırmacıları, eğitim liderleri ve öğrenciler) katılımı sağlanmalıdır (Moxielearn, 2024). Bu katılımcı yaklaşım, yönergelerin kapsamlı, adil ve topluluk değerlerini yansıtır nitelikte olmasını sağlayacaktır.
YÖK’ün yayınladığı “Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Faaliyetlerinde Üretken Yapay Zeka Kullanımına Dair Etik Rehber”, bu teknolojilerin etik kullanımı için önemli bir çerçeve sunmaktadır (Akıllı, 2024). Bu rehber, şeffaflık, dürüstlük, özen, adalet ve saygı gibi temel etik ilkeleri vurgulamakta ve yapay zekanın akademik yazımda sorumlu kullanımını teşvik etmektedir.
Bu makalede yer alan içerikler, yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve Online Bilgi şirketine aittir. Bu içerikler, hukuki, mali veya teknik danışmanlık hizmeti niteliği taşımamaktadır ve kaynak gösterilmeden iktibas edilemez.
Online Bilgi firması, makaledeki bilgilerin doğru, güncel veya eksiksiz olduğunu garanti etmez ve bu bilgilerin içerebileceği hata, eksiklik veya yanlış anlaşılmalardan doğabilecek zararlardan sorumlu değildir.